Başarılı olmak için işin sırrı öğrenmeyi öğrenme
Hemen her öğrenci sınavlarda başarılı olmanın ne anlama geldiği konusunda kendince bir fikre sahiptir. Bu kişinin yaşamdan beklentileriyle de ilgilidir. Sınava yüklediği anlamla birlikte çalışma motivasyonu oluşur. Peki motivasyon tek başına yeterli midir ders çalışmak için, daha da önemlisi ders çalışmak yeterli midir sınavı kazanmak için? Bu iki sorunun yanıtı en sonda...
Öğrenmeyi öğrenmek isteyen bir öğrenci 3 sorunun yanıtını verebiliyor olması gerekir:
1. Neyi bilmem gerekiyor?
2. Bu bilgilere hangi kaynaklardan ulaşmam gerekiyor?
3. Bu bilgileri nasıl öğrenebilirim?
Bu 3 temel sorunun yanıtlarını bilmek kadar yaşamına dahil etmek de önemlidir. Hemen her öğrencinin çalıması gereken konulara ilişkin az veya çok fikri vardır. Girilecek sınavların içerikleri ülkemizde hemen hemen hiç değişmemektedir. Yapılan değişiklikler daha ziyade uygulamalara ilişkindir. O halde denebilir ki birinci sorunun yanıtı açıktır. Yine de sitemizde bulunan "YGS LYS Matematik Konuları" başlığında bu konudaki bir örneği görmek mümkündür. Sorumlu olduğumuz konuların bütününden haberdar olmak zorundayız, ki eksiklerimizi ve güçlü yönlerimizi bilerek süreci sağlıklı yürütebilelim.
Bilgilere ulaşım kaynaklarımız neler? Okul ve öğretmenler, kitaplar, soru bankaları, testler, dershaneler,internet, görsel eğitim araçları, arkadaşlar... Kuşkusuz dahası da var ama en temel bilgi kaynaklarımız bunlar. Bu noktada öğrenmeyi öğrenen biri sadece bu araçların varlığından haberdar olmayıp bu araçları etkin bir şekilde kullanandır da. Kimi sosyo ekonomik durumla alakadar olsa her öğrenci için kaynaklara ulaşım sanıldığı kadar zor değildir. Yeter ki bu konuda yeterli istek ve çaba gösterilsin. En kötüsü binlerce lira harcanan bu kaynakların kullanılamaması. Öğretmene soru sor(a)mayan, merak ettiğini araştırmayan, interneti salt oyun veya iletişim aracı gibi kullanan bir sürü öğrenci varken bilgi kaynaklarının israfı diye bir tanımlama yapmak doğru bir çözümlemedir. Oysa öğrenci bilmediğini şiddetle öğrenme arzusu içinde olmak yanında kaynağına başvurma becerisini de göstermelidir.
Bilgileri nasıl öğrenebilirim? Çağdaş öğrenme psikolojisinin başlangıcı sayılan Pavlov'dan bu yana herkes için ortak bir öğrenme kuramı henüz eğitim bilimciler tarafından oluşturulamamıştır.Ama yapılan tüm araştırmalar öğrenmenin farklı bir boyutuna vurgu yaparak bizlere neleri yapmamız veya yapmamız konusunda fikir vermektedir.
Bir Amerikalı ile Japon safari'ye çıkmışlar. Her ikisi de son teknolojik silahları da birbirlerine nazire yapmak için yanlarına almışlar. Derken uzakta bir aslan görünmüş. Amerikalı lazer tüfeğini doğrultmuş ve aslana ateş etmiş. Ama karavana. Hemen Japon uydudan yönlendirmeli tüfeğini doğrultup ateş etmiş.Fakat o da karavana. Aslan bizimkileri fark edince üzerlerine doğru gelmeye başlamış. Amerikalı bir yudum viski içip acı sonu beklemeye başlamış. Japon hemen botlarını çıkarıp spor ayakkabılarını giymeye başlamış. Amerikalı sormuş :
-Ne o, aslandan hızlı mı koşacaksın ?
-Yoo, senden hızlı koşsam yeter.
Çoğu öğrenci için matematik, tarih veya fizik çalışmak öğrenme üzerine düşünmektedn daha önemlidir. Sürekli işleyen bir makine gibi öğrenen ve bu öğrenmenin sürekliliği varmış gibi bir yanılgı vardır. Oysa başarı için temel kurallardan biri "gerekli ama yeterli değil" kuralıdır. En basit örneği ile bu kuralı açıklamak gerekirse, helva yapmak için un gereklidir ama tek başına yeterli değildir; yine davayı kazanmak için mahkemeye bir dilekçeyle başvurmak gereklidir ama yeterli değildir; haklılığınızı ispatlamanız da gerekir. Başarı için de ders çalışmak gereklidir ama tek başına yeterli değildir. Bu anlamda kişinin kendi kendine bu konuda öğrenme konusunda rehberlik etmesi veya dışardan yardım alması kesinlikle gereklidir. Bir öğrencinin televizyonlu aile ortamında, koltuğa uzanmış bir halde, yanı başında msn'i açıkken ve mütemadiyen birşeyler atıştırırken saatlerce matematik dersini çalışması ve başarısızlık sonrası "çok çalıştım olmadı, demek ki çalışan kazanamıyormuş" demesi ne kadar mantıklı bir tutum olur ki? Belki durumu netliğe kavuşturmak için biraz abartmış olduk ama çoğu öğrenci hala nasıl öğrenileceğini bilmiyor.Bildiği gerçeklere kulak asmıyor.
İnsanların yapabileceklerinin sınırı yeteneklerine bağlıdır ama yapabildiklerimizin sınırını moral ve motivazyon düzeyimiz belirler. Yani kapasitemiz içindeki kullanılabilir kapasitemiz bilgi ve yeteneklerimizle alakalıdır; Kullanılabilceğimiz kapasitemiz içinde kullandığımız kısım ise duygusal durumumuzun uygunluğuna bağlıdır. Bu anlamda başarılı öğrenci neyi nasıl yapması gerektiğini bilen ve yapması gerekeni yapabilmesi için gerekli psikolojik enerjiyi oluşturabilen kişidir. Başarılı öğrenmeyi de % 50 moral,% 50 teknik olarak formüle edebiliriz. Bir kişi öğrenme stratejilerinden haberdar olsa bile yeterli moral motivasyon ve bunların getirdiği disipline sahip değilse başarılı olamaz.